Giriş
Biz tetikçi miyiz, şoför mü, koruma mı? Ne olduğu belli olmayan adamlarız. Ayak işlerine bakıyoruz biz ya, bizim işimiz bu.
Ayak İşleri, Mayıs 2021 tarihinde yayınlanmaya başlayan bir komedi dizisi. Kendi sözleriyle anlatmaya çalışırsak: Aksiyon, macera, felsefe ve kahkaha…
Yönetmenliğini Caner Özyurtlu’nun, yazarlığını da yine Caner Özyurtlu, Volkan Öge ve Deniz Alnıtemiz’in yaptığı dizide Vedat ve Evren ikilisinin, Sermet isimli bir iş adamının “ayak işlerini” yapmasını izliyoruz.
Her bölümde bu ikilinin farklı bir macerasına tanık olduğumuz dizide, bu ayak işleri, bir kadından köpek çalmaktan tutun bir felsefecinin ölümünden sonra yakılmasına kadar içerisinde bin bir çeşit absürtlüğü barındıran işler.
15-30 dakika aralığında bölümlere sahip olan dizi, 3 sezon boyunca yayımlandı ve popülerliği gün geçtikçe daha da artıyor.
Evren ve Vedat
Vedat abi, sence biz bu iş için doğru ikili miyiz abi?
Birinci sezonun ilk bölümünde, Evren’in kurduğu ve yukarıda okuduğunuz cümle ile başlıyor bu ikilinin hikayesi. Evren; duyguları olmayan, rasyonel düşünce ile işlerini yapan, felsefe eğitimi alan birisi ve dizinin politik doğrucusu. Vedat ise tam tersi. Geçmişte kızı ile yaşadıkları, büyük bir duygusal hasar almasına sebep olmuş. Tam 15 yıldır bu işlerin içerisinde ve tam bir görev adamı. Dizinin en önemli noktası da burada: Evren’in, Vedat’ın yıllardır yaptığı işin içerisine dahil olması ve Vedat ile tam bir kontrast yaratması. Birbirine tamamen zıt olan bu ikilinin çözmeye çalıştıkları problemleri ve bu problemleri çözme şekillerindeki farklılıkları izlerken bizlerin de kafamızın içerisinde Evren’in o sorusu dönüyor “Vedat abi, sence biz bu iş için doğru ikili miyiz abi?”
Caner Özyurtlu & Volkan Öge (ve daha niceleri)
Yahu bu araba bu kadar kaçabiliyor!
Vedat karakterini Çağlar Çorumlu, felsefeci Evren’i ise Güven Murat Akpınar’ın oynadığı dizide bu ikilinin dışında Esra Ruşan, Nur Fettahoğlu, Sarp Apak gibi isimleri de konuk oyuncu olarak görüyoruz.
Dizinin yaratıcıları olan Caner ve Volkan’ı ise daha önce yaptıkları birçok iş ile tanıyoruz. Volkan Öge, Youtube üzerinde batesmotelpro kanalı ile tanındıktan sonra kendi kanalı olan Volkan Öge Geliyor isimli kanala da içerikler üretti, bunun dışında ise Crossover Talks, Kesin Yaşanmıştır gibi işlerde de yer aldı.
Caner Özyurtlu ise, daha önce çok fazla dizi ve filmde yer alsa da kendisinin de deyimi ile kendisini en özgür hissettiği yapım Ayak İşleri. Bu özgürlüğü ve rahatlığı dizinin içerisinde de kolayca görebiliyoruz. Caner’in kendi istediği şeyi yapması, dizinin içerisinde sevdiği film-dizilere, popüler kültür öğelerine referanslar vermesine ve her anlamıyla kendi dizisini yapmasına ve Caner Özyurtlu’nun kafasının içini görmemize yardım ediyor.
Popüler Kültür, Referanslar ve Çeşitlilik
Bizim silaha ihtiyacımız var, çok fazla silaha.
ve unutmadan,
Vazoya dikkat edin!
Diziyi öne çıkaran en önemli unsurlardan birisi çeşitlilik. Dizide her türden bölüm görebiliyoruz; arabada geçen ve büyük bölümü diyaloglardan oluşan Tarantino tarzında bölümler, Dabbe tadında (fakat daha kalitelisi) ruh çağrılmasına şahitlik ettiğimiz bir korku bölümü, Evren ve Vedat’ın bir odaya girip oradaki ipuçlarını takip ederek olayı çözmeye çalıştıkları Arthur Conan Doyle stilinde bir bölüm ve çok daha fazlası…
Dizide Caner Özyurtlu’nun en sevdiği film olan Matrix filminden bol-bol referansların yanı sıra Terminatör, Shining, The Big Lebowski, Antonio Banderas, David Bowie ve Claude Monet gibi film, karakter ve popüler kültür öğelerine de göndermeler var. Dizi, bu öğelerin dışında aksiyon olarak da popüler aksiyon filmlerinden geri kalmıyor. Matrix’in yaptığı tarzda, aksiyon sinemasına “bullet time” gibi bir yenilik getirmese de, daha önce getirilmiş yenilikleri bir araya getirip kullanmakta oldukça başarılı.
Bilim ve Felsefe
Hayat birkaç milyar hücrenin bir süreliğine sen olmak için duyduğu geçici bir hevestir sadece.
Felsefe öğrencisi olan Evren, dizinin felsefi ve entelektüel yükünü taşımakta oldukça başarılı. “Vedat abi”nin pratik yollarla problem çözme yönteminin tersine Evren daha teorik, daha düşünsel hayatı seçmiş birisi ve şahsi olarak da son zamanlarda izlediğim en iyi yazılmış karakterlerden birisi. Vedat için yapılması çok kolay gözüken işler, Evren için tüm her şeyi en küçük detayına kadar sorgulaması yüzünden çok zor hale gelebiliyor. Evren neredeyse bütün bölümlerde kafamızı allak bullak eden, üzerine düşünülecek bir şeyler söylerken zamanla Vedat da Evren’e ayak uydurmaya çalışıyor.
“Düşünceler cümlelere dönüşür, ama bazen de duyduğun, kullanmaya alıştığın cümleler düşüncelerine dönüşür. Abi şimdi John Locke diyor ki, ‘Anadilin düşünce şeklini belirler. Yani mesela cümledeki öğelerin yerleri, kullandığın deyimler, cümlelerin kısalığı, uzunluğu. Yani insan, dili çerçevesinde düşünür.’’’
Dizide irili ufaklı bir çok felsefi soru ile karşılaşıyoruz. “Nepotizm etik midir, ölmekte olan bir insana öteki dünya ile ilgili umut verici şeyler söylemeli miyiz, gerçek nedir, cinsiyetçi küfür etmek ve ya mansplaining doğru mudur?” Tüm bu felsefi soruların hepsini alışageldik ciddiyetle değil, büyük bir absürtlüğün ve komedinin içerisine başarılı bir şekilde sığdırılmış bir şekilde görüyoruz.
Absürt ve “Hiçbir Şey Üzerine” Bir Dizi
Ne eril diliniz varmış be! Bıktım toksik maskülenitenizden!
Biraz Monty Python, biraz Edgar Wright, biraz Guy Ritchie komedisi ve tabii ki bol-bol Seinfeld. Dizinin komedi kaynağının bir kısmı Vedat karakterinin yaptığı “slapstick” komedi ve karakterlerin içerisine düştükleri durum komedileri olsa da, komedinin en büyük ve en önemli kaynağı, “hiçbir şey üzerine olması” ile ilgili, tıpkı Seinfeld gibi.
90’larda yayınlanmaya başlayan Seinfeld dizisi “hiçbir şey hakkında bir dizi” felsefesiyle tanınır ve karakterin sıradan hayatlarındaki küçük detaylara odaklanır, bunları komik bir şekilde sunar. Dizide yapılan ayak işleri, günlük hayatla ilgili olmasa da yapılan işlerin içerisindeki küçük detaylara odaklanma durumu diziyi “mini Seinfeld” haline getiriyor. Burada da Seinfeld’de olduğu gibi daha önce gördüğümüz, karşılaştığımız fakat üzerine hiç derin düşünme ihtiyacı hissetmediğimiz konular mikroskop altına alınıyor ve eğlenerek inceleniyor.
Eleştiriler
Vedat bey yapmayın, ruhla kavga etmeyin.
Dizi ile ilgili eleştirilerin bir kısmı içerideki slapstick komedi ve bunun yanında bazen çok fazla küfür kullanımı ile ilgili. Özellikle Vedat karakteri bazen “overacting”in içerisinde boğuluyor. Bunun dışında karakterlerin bazı noktalarda iki boyutlu, karikatür kalmaları ve içerideki bazı hikayelerin bir yere bağlanmıyor olmaları en çok eleştirilen kısımlar.
Favori Bölümler
Dizinin bu zamana kadar yayınlanan 30 bölümü içerisinde hem benim hem de birçoklarının beğenisinin kazanan “efsane” bölümler yer alıyor. Bunlardan bazıları:
- 1×5 – Saksıya dikkat edin – Matrix’deki kahinin odasına girdiğimiz ve Evren-Vedat ikilisinin ilişkilerine daha dikkatli bir bakış atabildiğimiz, dizi içerisinde oldukça önemli olan bir bölüm.
- 2×3 Terminatör163 – Dizinin fikir olarak en iyi dizayn edilmiş bölümlerinden birisi. “terminatör163” şifresine sahip olan bir kasayı açmak için Evren ve Vedat’ın bir iş kadınından bu şifreyi sesli bir şekilde alabilmeleri gerekiyor.
- 2×8 Küller – Felsefe hocanız size onu yakmasını vasiyet etse ve bunu Türkiye gibikrematoryumun olmadığı bir ülkede yapsa ne gibi aksiyonlar alırdınız? Evren ve Vedat’ın aklına ilk gelen şey hocayı bir pidecide yakmak oluyor ve ortaya dizinin en komik bölümlerinden birisi çıkıyor.
- 3×5 Celse – Bizim dünyamızdaki ayak işlerinden arta kalan zamanlarında Vedat ve Evren öteki dünya ile ilgili ayak işlerini de halletmekte de oldukça başarılılar. Ruh çağrılma gibi oldukça korkutucu bir olaya/seansa tanıklık ettiğimiz bölüm, dizinin en kaliteli bölümlerinden birisi.
- ve tabii ki de final bölümü 3×10 Bitkiler.
Final Bölümü Üzerine – Bitkiler
Hayat zaten kocaman bir bekleme salonu değil midir, Evrenim?
Karakterlerin içerisinde bitkilerin olduğu bir seradaki bekleyişleri ile başlayan bölüm, dizinin felsefi olarak en güçlü bölümlerinden birisi. Evren’in ve Vedat’ın hayata, ölüme, etraflarına olan bakışlarını yeniden ve daha detaylı bir şekilde gördüğümüz final, bazı izleyicileri üzerken, birçokları tarafından da zirvede bıraktıkları için pozitif bir tepki aldı.
Kapanış
Son olarak, Ayak İşleri absürt komedi ile felsefeyi bir araya getiren eşsiz ve eğlenceli bir yapım. Dizi, izleyiciyi yer yer hem kahkahaya boğarken aynı zamanda bizleri düşündüren ve birçok şeyi sorgulatan konulara değiniyor. Türk dizi tarihinde şimdiden çok önemli bir noktaya koyabileceğimiz diziyi GAİN platformu üzerinden izleyebilirsiniz.