Michelangelo Di Lodovico Buonarroti Simoni (6 Mart 1475 – 18 Şubat 1564)
Bir nesil bu ismi, Ninja Kaplumbağalar’daki dörtlüden biri (turuncu bandajlı, komik ve haylaz olan) olarak tanısa da, sanat severlerin çok iyi bildiği gibi, Rönesans döneminin usta Heykeltraş ve Fresk sanatçısı olarak tanınan mimar ve şairi Michelangelo gelir akıllara.
Michelangelo’yu ve sanatını anlamak için bilmek gereken birkaç anekdot var. İlki, çok küçük yaşta ailesini kaybedip fresk sanatçısı Domenico Ghirlandaio’nun yanına verilmesiyle sanatla tanışmasıdır. İkincisi, içerisinden üç Papa ve birçok Hükümdar çıkarmış güçlü bir aile olan Medici Ailesine ait bahçede çalışarak kendini gösterme imkanı bulmuş ve diğer Rönesans sanatçılarının aksine, Papa’nın sözünden pek çıkamamasının asıl sebebi de bu tahminimizce.
Haydi, bu büyük ustanın dünya sanat tarihine kazandırdığı 10 şaheseri birlikte inceleyelim.
Davud Heykeli
Davud Peygamberin Golyat isimli bir devi heykelin sol omzunda tasvir edilen sapanla öldürmeye karar verdiği andan ilham alınarak tasvir edilmiştir. Aşığı olduğum Floransa’nın baş simgelerinden kabul edilen bu şaheser, 5 metreyi aşkın olup 1505 yılında tamamlanmıştır. Konu aldığı kişinin ilahi özellikleri göz önüne alınan eserde, Piazza Signoria’nın yüksek bir yerine konulmak amacı taşıdığından üst kısım oran olarak alt kısımdan büyük olarak hazırlanmıştır. 1991 yılında bir kişinin çekiçle saldırısına uğramış ve sol ayak parmaklarına zarar verilmiştir. Şimdilerde Floransa’daki Akademi Galerisi’nde sergilenen eserin, dünyanın çeşitli yerlerinde sayısı bilinmeyecek kadar kopyası mevcuttur.
Pieta
Pieta, “Çarmığa gerildikten sonra Meryem’in kucağında yatan İsa Peygamberi” tasvir etmektedir. Meryem’in yüzü, üzüntü ile karışık merhamet; İsa Peygamberin yüzü ise, huzur hisleri ile hazırlanmıştır. Bu eser, dönemin Fransız Kardinali tarafından yapılması istenmiş ve rivayete göre İsa Peygamberi çarmığa gerilirken onu tutan bir heykeltıraştır. Bu eser Michelangelo’nun imzaladığı tek eser olma özelliğini taşır. Normal insan ölçüleri ile mermerden hazırlanmış heykel 1499 yılında tamamlanmış ve günümüzde Vatikandaki Aziz Petrus Bazilikasında sergilenmektedir.
Musa’nın Hükmü
Musa Peygamberin On Emir için çıktığı Sina Dağı’nda kırk gün kaldıktan sonra geri döndüğünde halkının bir buzağı heykeline taptığını görünce hissettiği kızgınlık ve öfkenin tasvir edildiği bu eser, heybetli insan ölçülerinde hazırlanarak Papa II. Julius’un mezarında yer alan çalışmanın temel heykelidir. Eserde, Musa Peygamberin başında bir satir tasviri vardır. Bunun sebebi Tevrat’ta yer alan bir bölümün çevirmen hatası sonucu “Musa Sina Dağı’ndan aşağıya indiğinde, yüzünde ışık hüzmeleri parlıyordu” cümlesindeki “ışık hüzmeleri” bölümü “boynuz” olarak çevrilmiş ve İtalyanlarda bir deyim olan “Traduttori Traditori” yani “çevirmen haindir” algısı ortaya çıkmış, Michelangelo da eseri bu çeviriye göre yapmıştır. 1515 yılında tamamlanan eser Romada bulunan Basilica di San Pietro in Vincoli’de sergilenmektedir.
Bacchus
Michelangelo’nun ilahi imaja sahip olmayan ender heykellerinden biridir. Dönemin Kardinalinin bahçesi için sipariş edilmiştir ve Yunan Şarap Tanrısı Bacchus’u tasvir etmektedir.
Bir elinde üzüm şarabı diğer elinde kaplan postu tutan heykel insan-hayvan Tanrı ortaklığı ve sarhoşluğu temsil etmektedir. Arkada duran küçük heykel ise, Bacchus’un elinden sarkan üzüm salkımlarından yemektedir. Heykel kendisini sipariş eden Kardinal tarafından beğenilmemesi sonucu birkaç yolculuğa maruz kalmış en sonunda yine sipariş veren Kardinal tarafından Medici Ailesi için satın alınarak hediye edilmiştir. 1497 yılında tamamlanan mermer heykel Floransada bulunan Bargello Müzesinde sergilenmektedir.
Adem’in Yaratılışı
Papa II. Julius kendisini hatırlatacak bir eser bırakması için Michelangelo’nun Sistine Şapeli’nin tavanına görkemli bir fresk (duvar üzerine yapılan resimler) çizmesini ister. Fakat Michelangelo bunu yapmak yerine Osmanlı Sultanı’nın Haliç Köprüsü’nün yapımında görev almak ister. Kendisine kapora vermesine rağmen papanın baskılarına dayanamayarak 3 yıl sonra bu çizimlere başlar ve birçok bölümden oluşan bu şaheser 1536-1541 yılları arasında tamamlanmıştır.
“The Agony and the Ecstasy” isimli film, bu olayları konu almaktadır. Bu dini freskin en önemli bölümü hepimizin bildiği Ademin Yaratılışı bölümüdür. İncilin Yaratılış bölümünden ilham alınarak hazırlanan eserin Tanrı’nın Adem Peygambere hayat üflediği anı tasvir etmiştir. Eserin en dikkat çekici yanı el tasvirleridir.
İlk Günah ve Cenetten Kovuluş
Tevrat’ın bölümlerinden Tekvinde geçen 9 büyük olaydan biri olan Adem Peygamberin ve Havva’nın cennetten kovuluşunun ardından incir ağacından ortaya çıkan mahrem yerlerini örtmek için yaprak almak isteme rivayetinden esinlenilmiş bu eser Sistine Şapeline çizilen freskin bölümlerinden biridir.
Kıyamet Günü
Bu eser Papa VII. Clemens tarafından dirilişi konu alması sebebiyle sipariş edilmişti, lakin ölümünden sonra halefi Papa III. Paulus kıyamet temasının daha uygun olmasına karar vermiştir.
Eser, aşağıdan yukarı doğru ve sol ve sağ olarak incelenmektedir. Aşağıdan yukarı doğru İsa Peygamberin çarmığa gerildikten sonra geri gelmesi ve Tanrının yeryüzündeki yaşama son vermesi, sol tarafta kutsanmışların; sağ tarafta ise, lanetlilerin ruhlarının yükselişleri bulunmaktadır. Papanın bu eseri fazla müstehcen bulması üzerine Michelangelo’nun “Papa’ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.” sözleri kendisinden sonra gelecek nesil için önemli bir ilke olacaktı. Eser, Sistine Şapeli’nin Sunak isimli duvarında yer almaktadır.
Aziz Antonio’nun Azabı
Michelangelo’nun yaklaşık 13 yaşlarındayken yapmış olduğu 47×35 cm ebatında yağlı boya ve tahta panel üzerine yapılmış resmidir. Aziz Antonio’nun çöl üzerinde melekler tarafından uçurulurken şeytanlar tarafından tuzağa düşürülmesi ve günah işlemesi için kendisine yapılan baskıyı tasvir eder. Michelangelo resmi kendisini yetiştiren Domenico Ghirlandaio atölyesine atfetmiştir. Eser günümüzde Kimbell Sanat Müzesi’nde sergilenmektedir.
Saul’un Din Değiştirmesi
Yahudi olarak Hristiyanları yok etmek amacıyla hareket eden Saul’un, Şam tarafındaki Hristiyanları tutuklamak üzerine o bölgeye giderken yolda İsa Peygamberin kendisine görünerek görme yetisini kaybettiği, bunun üzerine kendisinin de inananlardan olarak Hristiyanlığa hizmet ederek Pavlus adını almasını tasvir eden eser, 1545 yılında tamamlanmıştır. Günümüzde Vatikan’ın Cappella Paolina Şapeli’nde sergilenmektedir.
Aziz Petrus Bazilikası
Vatikan’ın sembollerinden olan Aziz Petrus Bazilikası Hristiyanlığın en büyük kilisesi olarak göze çarpmakta. Barok mimarisinin başyapıtlarından olan bu Kilise 60.000 kişilik kapasiteye sahip olup, 100 yılı aşkın süren inşaatı 1626 yılında tamamlanmıştır. Eserin kubbesinde bulunan altın topun Kızıl Elma olduğu düşünülmektedir.