Taksonomik Soyları
Gece yırtıcı kuşları, Strigiformes takımından gece avlanan yırtıcı kuş türlerine verilen genel addır. Baykuşların bilinen 123 türü bulunmaktadır. En fazla bilinen türler ise; puhu baykuşu, alaca baykuşu, cüce baykuşu ve kukuma baykuşu olarak sıralanabilir.
Baykuş Anatomisi
Normal bir kuş anatomisine benzer olmasına karşın görece hafif ve güçlü bir iskelet sistemi vardır. Bu iskelet sistemi toplam vücut ağırlığının %8 ini oluşturur. Uçuşunu ve harika duyusunu her yerini kaplayan kabarık tüylere borçludur. Uzun tırnakları avına güçlü bir tutuşla tutunmasını sağlarken geniş kanatları avını kaldıracak kuvveti yaratmasını sağlar.
Görme Duyusu
Türüne göre değişmekle birlikte baykuşların vücut ağırlığının %1 ila 5’ini oluşturur. Antene benzeyen kafa yapısının merkezinde bulunan gözleri kafasının döndüğü yerin 110 derecelik geniş bir açısını vermekle birlikte “binocular vision” denen bir olguyu da yaratmasını sağlar. Binocular vision, bir nesneyi iki gözle de aynı anda görmek demektir. Bu da avın yer tayinini yapmasını kolaylaştırır.
Gözlerini döndüremezler. İnsanların aksine göz yuvaları yoktur. Gözleri bir tübün içerisindedir. Bu dezavantajın üstesinden kafalarını 270 derece döndürerek gelirler. Rod hücreleri, en küçük bir ışığı bile kimyasal bir sinyale çevirir. Böylece insanın sadece bir ışık parıltısını fark ettiği yerde baykuş, buradaki cismi bütünüyle görür. Tüm kuşlarda üst göz kapağı alttakine geldiği halde baykuşlarda olay tersinedir. Mavi rengi görebilen tek kuş türüdür.
Duyma Duyusu
Kafa yapısı, tüylerle kaplanmış vücudunda sesin de iletiminde yardımcı olur. Asimetrik olan kafatasındaki aynı yerde olmayan kulak delikleri farklı kaynaklardan sesleri geliş yönlerinden algılayarak yer tespiti yapar. Gelen sesin içeriye rahat ve temiz iletilmesi tüyleri sayesinde sağlanır. Ayrıca kulaklarının perdelidir. İstedikleri zaman açar, istediklerinde kaparlar. Dinlenme halinde ve yavaş uçuşlarında kulak perdesini açar, hızlı uçuşlarda ise kaparlar.
Tüy Yapısı ve Sessiz Uçuş
Vücutlarındaki tüylerin yapısı birbirinden farklıdır. Tüylerin yapısı kabaca 5 farklı başlıkta toparlanabilir. Kanatlarının ve kuyruğunundaki tüylerin kıvrık olması hava akımını yakalamasını ve ses çıkarmadan uçmasını sağlamaktadır. Geniş kanatları havayı rahat kaldırmasını sağlayıp kanat çırpmayı minimize eder. Tüyleri bulunduğu çevreye uyum sağlamasıyla neredeyse mükemmel bir kamuflaj sağlar.
Yuvaları
Dünyanın pek çok yerinde yaşayabilen baykuşlar, normal kuşlar gibi yuva yapsalar da yuvalarını yaptıkları yerler değişebilir. Dünyanın en küçük baykuşları, elf yani cin baykuşlardır ve yuvalarını kaktüslere yaparlar. Bir başka değişik tür de Brezilya baykuşlarıdır. Yuvalarını, çayır köpekleri gibi hayvanların kazdıkları tüneller olan yerin altına yaparlar. Eğer gereksinim duyarlarsa yuvalarını kendileri de kazabilirler. Yuvalarının girişleriniyse dışkı ile doldururlar ve tüm gün burada otururlar. Dışkıları böcekleri içerisine çektiğinden bu şekilde de avlanmış olurlar.
Farklı Türler
Antarktika hariç her yerde bulunabilen baykuşlar çok farklı şekillerde ve boyutlarda olabilirler. Dünyanın Kuzey kısmına yakın yaşayan kar baykuşu genellikle beyaz renge ve sarı gözlere sahiptir. Kongo balık baykuşu ise siyah gözlere ve kahverengi tüylere sahiptir. En küçük baykuş bir soda kutusu kadar olabilirken yangın tüpü boyutunda olanları da vardır.
En Büyük Baykuş
Ortalama olarak 3.4 kg olan Blakiston balık baykuşunun dişileri daha iridir. Boy olarak 70 cm’ye kadar uzayabilirler. 4 tane alt türü bulunmaktadır. 180 cm kanat açıklığına sahiptirler. Türleri tükenme tehlikesi altındadır.
Beslenme Alışkanlıkları
Avlarını parçalamadan yutan baykuşlar, özelleşmiş sindirim sistemleri sayesinde besindeki artıklardan kurtulurlar. Diğer kuşlar gibi besinleri tüm yutmalarının yanı sıra taşlıkları bulunmamaktadır. Besinler sindirildikten sonra geriye kalan kürk ve kemik gibi sindirilemeyen parçalar birleşip bir top halini alır. Baykuş ancak bu kusmuk topunu çıkardıktan sonra yeni bir şey yiyebilir. Diyetlerinin büyük bir bölümünü fareler ve kemirgenler oluştursa da bazı baykuşlar balık, böcek, kurbağa gibi canlıları da yiyebilirler.
Mitolojide Baykuşlar
Birçok mitolojide kendine yer edinmiş bu hayvan bazıları için ölümü, uğursuzluğu ve kötü şeyleri temsil etse de, bazıları tarafından müjdeleyici olarak da kabul edilirler.
Yunan ve Roma mitolojisinde Athena’nın kuşu “küçük baykuş”idi. Baykuşa geceleri güçlü görüşünü veren şeyin bilgeliği olduğu düşünülmekteydi. Askerler tarafından savaş öncesi zaferin simgesi olarak görülmüştü.
İngiliz folklorunda ise baykuş karanlıkla özdeşleştirilmiş, dolayısıyla ölümün temsilcisi olmuştu. Ne zaman öttüğüne göre belirli bir ölçüde hava tahmininde de kullanılmıştı halk tarafından. Kuzey İngiltere’de ise baykuş görmenin iyi şans getirdiğine inanılırdı.
Amerika’nın eski kültürlerinde yaşanılan yere göre birçok anlam taşıyorlardı.