
Fransız yazar ve filozof Albert Camus tarafından kaleme alınan eser, Caligula yani Roma’nın üçüncü imparatorunun hayatını, sert bir tarzda ve gerçekçi bir üslupla, konu alıyor.

Oyunda, kısa denebilecek dört yıllık hükümdarlığı boyunca, halka hiç de kısa gelmeyen ve bir an önce ölmesini diledikleri bu zalim imparatorun karanlık yanları sergileniyor.


Caligula, halka uyguladığı uygunsuz vergilendirme ile bir nevi herkesi sefalete sürüklemiş ve savurganlığıyla halkının nefretini kazanmıştır.

Dekorun, sahne tasarımının, kostümlerin ve aynı zamanda ışık ve efektlerin imparatorun zalimliği ve acımasızlığıyla paralel olarak hazırlanmış olması, karanlığın ve siyah rengin ağırlıklı kullanılması izleyicinin oyunun içine girmesini sağlıyor.

Kendisini her şeyden üstün gören Caligula’nın sık sık atıfta bulunduğu ve kendisini kıyasladığı Roma Tanrısı Neptün ise, yine bu karanlık tasarımın içinde yer alan bir figür olarak karşımıza çıkıyor.

Genç bir kadro tarafından sahnelenen oyunun başlangıcında, her ne kadar Caligula’nın ölüme bakış açısının sevdiği kişiyi kaybetmesiyle değiştiğini görsek de bunun onu gaddar birine dönüşmesini haklı çıkarmadığı vurgulanıyor.

Konusu itibarıyla 18 yaş üstü izleyiciler için uygun olan oyunun bazı anlarında bıkkın Roma halkı karakterlerini canlandıran oyuncu ve dansçıları görsek de tek kişi, yani Caligula üzerine yoğunlaşan bir tempoya sahip.


Ankara Devinim Tiyatro’ya ait olan ve Ankara’da hâlâ izleme şansı bulunabilen oyunun süresi, 70 dakika.

“Bir adam gücü kendinde bulursa, çıraklık etmeden onların gülünç sanatını yürütebilir… Bu bir öngörü. Yalın olarak şunu anladım; ancak bir yolu var tanrılarla eşit olmanın… Onlar gibi kan dökücü olmak! Bu gücü yönetiyorsam denge kurmak içindir…”

Dengesiz ve zorba bir imparator tarafından yönetilen Roma halkının uzun bir süre katlanmak zorunda kaldığı bu kontrolsüz güce cevabı, Caligula’yı öldürmek olacaktır.