Kemal Sadık Gökçeli ya da tüm dünyanın tanıdığı ismiyle, Yaşar Kemal.
Yaşar Kemal, Çukurova’yı adım adım, koku koku, renk renk anlatan şiir, deneme, anı, röportaj, makale, söyleşi, öykü ve roman yazarıdır.
Ailesi, I. Dünya Savaşı sırasında, uzun bir yolculuğun ve çokça yer değiştirmenin ardından Van, Erciş’ten Çukurova’ya göçen Yaşar Kemal, o günlerde Adana’ya bağlı olan Osmaniye’de dünyaya geldi.
‘Ben Hemite köyünde 1923’te doğduğumu sanıyorum. Bana nüfus kağıdım ilkokulu bitirdikten sonra verildi. Nüfus kağıdımda 1926’da doğduğum yazılı. Yanlış olduğunu biliyorum. Sonradan uğraşarak doğum tarihimin 1923 olduğunu saptadım. Belki de tam olarak doğru değil ama ne yapayım, yaşımı doğru saptayacak elimde hiçbir belge yok. Bir de köylüler yayladan geldiklerinde doğmuşum. Bizim Çukurovalılar o zamanlar yayladan ekim sonlarında dönerlerdi bu kesin.’
Ortaokul yıllarından itibaren ırgat katipliği, arzuhalcilik, pamuk tarlalarında amelebaşılık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, ırgatlık, kontrolörlük, memurluk ve öğretmen vekilliği pek çok işte çalışan Kemal, ilk şiirlerini yazdığında henüz ilkokula başlamamıştı.
Halk şairleri gibi okuduğu şiirleri ile öncelikle yakın köylerde adı duyulan Yaşar Kemal’in dönüm noktası, babasının koruyucusu eşkıya Zalanın Oğlu öldürüldüğünde yaktığı ağıt oldu.
‘Bu yüzyılın olağanüstü olaylarından birini yaşadım. Çukurova’nın geçirdiği büyük değişimleri yaşamak, daha sonra da bunları gözlemlemek ve yazmak fırsatı buldum. Kendimi seve seve, beraberinde getirdiği tüm sorunlarıyla eski ile yeninin bir arada var olduğu bir geçiş döneminin tanığı olarak nitelendirebilirim.’
İlkokulu bitirdikten sonra Aşık Rahmi’nin çırağı oldu.
Yaz aylarında Çukurova’nın tarlalarında, fabrikalarında, bostanlarında çalışarak eğitim masraflarını karşıladı.
Nefes aldığı, isine-tozuna bulandığı, her ayrıntısını gözlemlediği Çukurova’yı derin ve incelikli anlatışında bu günlerin etkisi büyüktür.
‘Dünyanın bütün kötülüklerine başkaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğü de olabilir. Kendi iyiliğine de başkaldır.’
İlk şiiri, 1939 yılında Seyhan Adana Halkevi Dergisi’nde yayımlandı.
Bu dönemde Çukurova’nın köylerini dolaşarak Köroğlu Destanı’nı anlattı ve bölgenin folklor ürünlerini derledi.
Hem geçirdiği hastalık hem de kendisini iyice edebiyata vermesi, ortaokulun son yılında yatılı okuma hakkını kaybetmesine sebep oldu. Bu yüzden öğrenimini tamamlamadan okulu bıraktı ve çalışmaya başladı.
‘Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.’
İstanbul’dan Adana’ya sürgüne gelen Abidin Dino ve ailesiyle tanışan Yaşar Kemal, Dino’nun sayesinde Türk edebiyatının yeni ve başarılı isimlerinin yanı sıra Batı edebiyatıyla da tanıştı.
İlk folklor derlemesi olan Ağıtlar’ı bu yıllarda hazırladı.
Kadirli’deki evi jandarma tarafından aranıp bazı derlemelerine el konulunca Kemal Sadık ismini Yaşar Kemal olarak değiştirdi ve İstanbul’a gitti.
1951 yılında, İstanbul’da, Bebek hikayesini gönderdiği Nadir Nadi tarafından röportaj yazarı olarak işe alındı.
1952 yılında, öykülerinden oluşan Sarı Sıcak isimli kitabı yayımlandı.
Büyük ilgi toplayan Sünger Avcıları röportaj dizinin ardından, 1955 yılında, tüm okurlarının yüreğine ateş düşüren İnce Memed’in birinci cildi yayımlandı.
32 yılda tamamlanan ve toplam 23 dile çevrilen İnce Memed ile Varlık Dergisi’nin 1956 Roman Ödülü’nü kazandı.
‘Her sanat eseri bütünüyle bir düşünceyi savunur. O düşünce bize göre faydalı ya da zararlıdır. Sanat eserlerinin bir kısmı devrinde savaşçı olur. Toplumu zorlar. Toplumda bazı yönlerde bazı kimselere birlik olur.’
1952 yılında tanıştığı eşi, Thilda Serrero, Yaşar Kemal’in eserlerini İngilizceye çevirdi ve yayınevi bağlantılarıyla yazarın kısa sürede Avrupa’da tanınmasına yardımcı oldu.
Röportaj dizilerine devam eden Yaşar Kemal, edebi ve siyasi faaliyetlerini de sürdürdü.
Doğan Özgülen ve Fethi Naci ile dönemin en popüler haftalık siyasi dergisi Ant’ın kurucuları arasında bulunan Kemal, sorumlusu olduğu Ant Yayınevi, Marksizmin Temel Kitabı’nı yayımladıktan sonra 18 ay hüküm giydi. Ancak karar Yargıtay tarafından bozuldu.
1974-75 döneminde Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ilk genel başkanı oldu. 1988 yılında da PEN Yazarlar Derneği’nin ilk başkanlığını üstlendi.
Kemal, yazıları sebebiyle pek çok kez yargılanmıştır.
‘Bu bütün bir savaştır, bir dünyayı kurtarma savaşıdır. İnsanoğlunun alın terini kurtarmaya, insanoğlunun insanlığını, insanoğlunun insani değerlerini kurtarmaya çalışırken insanoğlunun üstünde yaşadığı doğayı da kurtarmaya çalışıyoruz.’
Halk edebiyatından ve folklordan yararlanarak yazdığı eserlerinde yoksulluk, yozlaşma, doğa tutkusu, cinsellik, insan-doğa çatışması gibi temaları ele aldı.
Toplumsal düzene başkaldıran karakterlerin yanı sıra mevsimlik işçileri, köylüleri, ağaları ve eşkıyaları bütün gerçekliğiyle anlatan Kemal’in ana mekanı Çukurova oldu –Ana mekanı İstanbul olan Deniz Küstü dışında-.
‘Halka kim zulmediyorsa, etmişse; halkı kim eziyor, ezmişse; onu kim sömürmüş, sömürüyorsa feodalite mi, burjuvazi mi… Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa, ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım.
…
Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum.’
BONUS I
İçlerinde Uluslararası Cino del Duca, Légion d’Honneur Nişanı Commandeur Payesi, Premi Internacional Catalunya, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü, Fransa Büyük Jüri En İyi Kitap Ödülü, Lillian Hellman/Dashiell Hammett Baskıya Karşı Cesaret Ödülü ve Premio Internazionale Nonino Ödülü’nün de bulunduğu çok sayıda ulusal ve uluslararası ödülün sahibidir.
1973 yılındaki adaylığıyla, Nobel Ödüllerinde aday gösterilen ilk Türk olmuştur.
Ayrıca Strasburg Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Frei Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi tarafından Yaşar Kemal’e fahri doktorluk payesi verilmiştir.
BONUS II
Roman ve Hikayeleri
- 1952, Sarı Sıcak (Hikaye)
- 1955, 1969, 1984, 1987, İnce Memed
- 1955, Teneke
- 1982, Höyükteki Nar Ağacı
- 1960, Dağın Öte Yüzü I / Ortadirek
- 1963, Dağın Öte Yüzü II / Yer Demir Gök Bakır
- 1967, Üç Anadolu Efsanesi (Destansı Roman)
- 1968, Dağın Öte Yüzü III / Ölmez Otu
- 1970, Ağrı Dağı Efsanesi (Destansı Roman)
- 1971, Binboğalar Efsanesi (Destansı Roman)
- 1972, Çakırcalı Efe (Destansı Roman)
- 1974, Akçasazın Ağaları I / Demirciler Çarşısı Cinayeti
- 1975, Akçasazın Ağaları II / Yusufçuk Yusuf
- 1976, Yılanı Öldürseler
- 1976, Al Gözüm Seyreyle Salih
- 1977, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca (Çocuk Romanı)
- 1978, Kuşlar da Gitti
- 1978, Deniz Küstü
- 1980, Kimsecik I / Yağmurcuk Kuşu
- 1985, Kimsecik II / Kale Kapısı
- 1991, Kimsecik III / Kanın Sesi
- 1997, Bir Ada Hikayesi I / Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
- 2002, Bir Ada Hikayesi II / Karıncanın Su İçtiği
- 2002, Bir Ada Hikayesi III / Tanyeri Horozları
- 2012, Bir Ada Hikayesi IV / Çıplak Deniz Çıplak Ada
- 2013, Tek Kanatlı Bir Kuş
Derleme ve Denemeleri
- 1943, Ağıtlar
- 1961, Taş Çatlasa
- 1974, Baldaki Tuz
- 1977, Gökyüzü Mavi Kaldı
- 1980, Ağacın Çürüğü
- 1997, Sarı Defterdekiler
- 1995, Ustadır Arı
- 1995, Zulmün Artsın
Yaşar Kemal’le ilgili daha detaylı bilgi edinmek için resmi web sitesini buradan ziyaret edebilirsiniz.