8 Haziran 2023

Cehaletin Yapay Zeka Çağı İle İmtihanı

Arda Ös

~9dk

Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir,
Cahillik Güçtür.

Goeroge Orwell, 1984’ten.

Cahil olduğumuzu inkar ettiğimiz ilk anda, bilen bir kişi haline dönüşürüz. İçimizdeki ‘bilme’ arzusunu durmaksızın körükleyen merak güdümüz bilgi çağı ile buluşunca…olan olmaya başlar. Meselenin bilmek değil, anlamak olduğunu bilmek konusunda sıkıntı çeken bizlerin yumuşak karnı cehalettir. Ve biz bir şekilde asla ama asla cehaleti kabul etmeyiz. Çünkü bir şekilde araştırıp, okuyup, inceleyip öğreniriz.

Gerçekten, bilmediklerimizi, bir şekilde araştırıp, okuyup, inceler miyiz?
Stanislaw LEM’in, İnsanın Bir Dakikası adlı kitabındaki sıradışı tespiti biraz canımızı sıkabilir.

‘Lem Yasası şöyle der;
‘Kimse okumuyor, okusa anlamıyor, anlasa bile unutuveriyor.’

Burada olduğunuza göre kimse okumuyor kısmı sizi için geçerli değil. Hatta belli ki, bir şeyleri anlama çabanız da takdire değer… Lakin unutma kısmı…

Gerçekten can sıkıcı. 

Aslında dikkatimi ona vermek üzere ertelediğimiz her şey için şunu söyleyebilmek mümkün. Bilinçli şekilde unutmayı seviyoruz.

Bunun iki nedeni var…Beyniniz, detay görünce kaçacak delik arıyor, çünkü bir karar vermek onun için gerçekten büyük uğraş anlamına geliyor. İkincisi ise, beynin genel çalışma prensibi olarak, daha kısa bir yol varsa her zaman o kısa yol tercih sebebi olacaktır.

‘Kendini anlamanın yanlış bir yanı yok.’

Jonathan Safran FOER

Bill Gates’in yapay zekaya dikkat çektiği bir çağdayız. Zeka’nın organiğinden ne gördüysek, yapayını deneyeceğiz. Hatta, denememe gibi bir şansımız da olmayacak gibi görünüyor. Çünkü haşmet mehapların ilanı kati; artık yapay zeka çağındayız. Yani bu çağ nasıl başladı…bir fikrim var. Fakat size kesin bir tarih veremem.

İleride, bir çok araştırmacı, köklü bir taramadan sonra, herhalde internet’i milat olarak belirleyebilir. Ama şundan yana eminim ki hepsinin bu araştırmasında ‘Google’ köklü bir yer edinecek. Her şeyi bilen ama bizim onu tam olarak bilemediğimiz, gene de bıkmaksızın hep ona sorduğumuz Google.

Anlamadığın bir şeye kendini kaptırmış gibi yapmak güç…

Tibor FISCHER

Metin işleyen arama motorlarının esin kaynağı arama motorlarıdır. Basit anlamdaki yapay zeka benzer mantıkta işler. (Mantığında benzeşimler var, benzer demek aynı demek değil.) Yalnız buradaki lügat ve hız ilişikisini ıskalamak istemem. Arama sitesi, arama çubuğu, aranacak yer falan değil…motor. Hatta motorlar. Aslında ‘Engine’ kelimesinin ikinci anlamı, makinedir. Ve doğal kullanımı da arama makinesi şeklinde olması gerekirken…neyse. Oradaki yanlış anlamayı anlamlandırmak şu an lüks.

Biz daha Google yeni yeni anlamladırmaya başlamışken, şu ChatGPT ve BARD ve Midjourney ve yüzlerce yapay destekli iş ne ara çıktı?

‘Gerçeklerle yüzleşelim.’

Philip K. DICK

Aynı soru tekerlekli valiz için de soruldu…bu nereden ve ne zaman çıktı?
Yapay Zeka bizi ne kadar şaşırtırsa şaşırtsın, hep buradaydı…yani ortalıklarda…yani tıpkı tekerlek ve valizin buluşması gibi bir buluşmayı hasretle bir zihinde bir hali ile bekliyordu. Ve görünen o ki akıbeti de benzer olacak. Evinde tekerlekli valiz olmayan var mı? Oraya doğru büyük bir hızla ilerlemekteyiz.

‘Evrenin sonsuzluğa ihtiyacı vardır.’

Jorge Luis BORGES

Sonsuzluğun tarihi adlı kitabında Borges aynen bu şekilde kaleme alımıştı. Evrenin sonsuzluğa ihtiyacı vardır…

Ya sizin…? 

Bilmeye, hep bilmeye, daha fazla bilmeye, daha daha fazla bilmeye, bilmediğinizi bile bilmeye. Bilmek konusundaki asla kapanmayacak iştihanızı, işinize yarasın veya yaramasın her türlü bilgi ile doldurmaya.

Peki neden…?

Bilemiyorum…hmmmm…bunu araştıracağım.

‘Biz bu çağın fiyakalı kaybedenleriyiz.’

Murat MENTEŞ

Ve google bizi kesmedi. Aslında bu bir hikayenin hem çıkış hem de sonlanış hikayesi. Yapay zeka için çıkış, arama motorları için sonlanış da diyebiliriz. Çünkü bilginin nerede olduğunu tespit edip adreslemek başka, bilgiyi damıtıp karşı tarafa sunmak başka şey. Beynimizin çalışma prensibi konusunda küçük bir hatırlatma; özeti varsa, özeti oku…

Not: Biri size özet çıkartmışsa (ve zorunda değilseniz) onu okumayın. Başkasının çiğnediği elmayı yemek ilk tercihiniz olmamalı.

Bilgi konusundaki açlığımız ile ona ulaştıktan sonra onu değerlendirme ilişkimiz ters orantılı.

‘Bilge olmak, özellikle bilmediğimiz her şeye karşı sağlıklı bir saygı içinde olmamız anlamına geliyordu.’

John D. CAPUTO

Zannederim biz her şeyi bile bile, hem bilmediğimiz bir şey yokmuş gibi davranma alışkanlığı edindik hem de (öyle bir durum elbette yok) bilmediklerimize de saygı duymamayı (hadi canım sende). Anlama gerekliliği neredeyse ortadan kalktı, derdimiz sadece anlatmak. Analizlemek, sentezlemek, kendimizce bir anlam bütünlüğü oluşturmak gibi entel dantel işlere de bakış açımız belli. Diğer tarafta yapay zeka, ona sormam dahilinde bana sanskritçe metinleri Türkçe’ye çevirip, (o da yetmez) metinin içindeki anahtar kelimelerden bir tablo bile yapabiliyor.

‘İnsanlar özgürce hareket ettiklerine inanabilirlerdi, ama belki yalnızca içsel bir zorunlulukla hareket eden robotlardı.’

Olaf STAPLEDON

Önümüzde (ve gene) bizi bekleyen bir yol ayırımı var. Çok çok büyük bir fırsat veya çok çok büyük bir felaket olup olmadığını tanımlamak üzereyiz. Başta iklim olmak üzere, bu yol ayırımlarının ulaştığı son noktalardayız. (Her ne kadar bir çok biliminsanına göre iklim ile ilgili eşik çoktan aşıldıysa da) önümüzde bir çıkış var.

Ve belki insanlık tarihinde ilk defa bu çıkışın yaklaşmakta olan trenin ışığı ile tünelin sonundaki aydınlık arasındaki seçim şansı bu derece net bize bırakıldı.

‘Kendine sor.’

Mevlana

Şimdilik…

Şimdilik, yapay zeka, ona sorduğumuz sorulara cevap veriyor. Ve hiç beklenmedik derecede isabetli, ona ilettiğiniz soru tarzına göre gayet derinlikli, her soruda daha net ve her sorudan sizin benim hakkımda öğrenerek bu da yetmez, öğrendikçe kendini geliştirerek büyümekte.

İş, Yapay Zeka bilinç kazanabilir açıklamaları ile yakın zamanda başka bir zemine taşınacak gibi görünüyor. Tarihe not düşmek isterim yıl 2023. Şu an, geleceğin tam olarak içindeyiz. 

Cahil miyiz?

Son derece trajik komik şekilde bunu yapay zekaya sordum. (Hep sizin için sayın okur…) Bana böyle bir soruyu sorduğum için bile bunun mümkün olmadığını söyledi. 

Cehaletim konusunda beni rahatlatmaya yetmeyen bu cevap…beni daha şüphelendirdi.

Lütfen siz de şüphelenin…



Bu içeriği beğendiniz mi? Bunun gibi daha fazla içerik üretebilmemiz için bize Patreon´da destek olun. 🙂
10layn.com Patreon button
Arda Ös

Arda Ös

Tüm yazıları

E-bültenimize kaydolun.