Osamu Dazai Kimdir?
Gerçek adıyla Shūji Tsushima, takma adıyla Osamu Dazai, 20. Yüzyılın önemli Japon yazarlarından birisidir. Edebiyat hayatı boyunca romanlar, denemeler ve kısa hikayeler yazmıştır. Kaleme aldığı eserlerinde karakterlerinin iç buhranlarını, psikolojilerini, yalnızlıklarını, toplumdan uzaklaşmasını ve topluma ayak uyduramaması gibi içsel sancılarını eserlerinin merkezi haline getirir.
İnsanlığımı Yitirirken
Kitabın ana karakteri Yozo Okazaki’nin yaşamını yazar kendi yaşamı olarak anlatır. Bu bakımdan otobiyografik bir roman niteliği taşır.
“Utanç dolu bir hayat yaşadım.” diyerek başlıyor yazar kitabına. Çocukluk yıllarından itibaren kendi ailesine dahi ayak uyduramayan, onların beceriksiz insan etkileşimine katlanamayan fakat bu şekilde farkında olmadan kendini soytarı yapan bir karakter sunuyor bize.
Bu fark etmeden içine girdiği ‘soytarı’ durumu onu ileriki hayatında sık sık depresyonla, hayatta kalma çabalarıyla ve işin içinden çıkılmaz duygusal boşluklarla dürtecektir.
Dazai’nin dili ustaca kullanması ile de ana karakterin yaşadığı bütün iç sıkıntılarını okuyucuya sunuyor. Sade ama insanda derin duygular uyandıran bir dil kullanması da eserin okuma zevkini arttırıyor.
Batan Güneş
İkinci dünya savaşından sonra Japonya’daki değişimleri, aristokrat bir aileden gelen Kazuko’nun yaşamını, toplum değişirken genç bir kızın yaşadığı içsel mücadelesi üzerine kuruludur.
Zengin hayatlarını geride bırakıp Japoya’nın kırsal şehirleribe yerleşen aile, Kazuko’nun erkek kardeşinin İkinci Dünya savaşından geri dönen kardeşinin gelmesiyle iyice zorlu bir hal alır. Aile içindeki dengeleri tutan ip bir bir koparken Kazuko’nun kalbini alkol bağımlısı bir yazara kaptırmasıyla iyice incelir ve tüm bu olaylar içinde ahlaki değerler sorgulanır.
“Eski değerlere karşı sonsuz bir savaş
verip güneş gibi yaşayacağız”.
Öğrenci kız
Her genç kızın geçtiği bir eşik. Ergenlik. Oyun oynamak için fazla büyüksün, hayat hakkında düşünmek için fazla küçük. Araf. Dünyaya Genç bir kızın gözünden bakmak için ustalıkla yazılmış bir eser.
Bakış açısını toplumdan ailesine, genelden özele şekilde monolog şeklinde yeri geldiğinde ise diyaloglarla anlatan öğrenci genç bir kızın varoluş sancılarının, kaygılarının hikayesi.
“Kimse bizim çektiğimiz acıları gerçekten bilmiyor. Kim bilir büyüdüğümüzde, şimdiki acılarımızı ve üzüntülerimizi saçma bir şeymiş diye hatırlayacağız belki. Ama yetişkin olana kadarki bu uzun ve can sıkıcı dönemi nasıl yaşamamız gerekiyor?
Soytarı Çiçekleri
“İnsanlığımı Yitirirken” kitabında yazarın bahsettiği ‘soytarı’ bu kitabında da karşımıza çıkıyor. Bu eserde de neredeyse her eserinde olduğu gibi yazarın kendi hayatına çokça gönderme yaptığını görebiliriz. Kitap bir nevi Dazai’nin kendisi ile yüzleşerek aynı zamanda okura sorular sorarak seslendiği, dördüncü duvarı ortadan kaldırdığı bir eser. Böylece okuyucuya insanlığını yitirdiği dönemin öncesini anlatıyor.
Bu eseri anlamak için önce yazarın ilk çifte intihar girişimini ele almamız gerekiyor. İlk deneyimini 1929’da genç bir kadın ile gerçekleştiriyor. Bu olay ise kitapta karşımıza Yozo Oba ve Sono olarak isimledirilen karakterler ile anlatılıyor. Adam ölmeyi çok isterken bir balıkçı teknesi tarafından kurtarılıyor ama kadının bedeni bulunamıyor. Böylece sevgilisi ölüme adım atarken o ise denize atlamak için attığı adımını hayatta ve sanatoryuma giderken buluyor.
Yeni Bir Hamlet
Yeni Bir Hamlet, Dazai’nin modern bir bakış açısıyla Hamlet’i Japon toplum dinamiklerine uyarlamasıdır. Bu eserde Hamlet yazarın ta kendisidir. Aynı toplum içinde yer edinememe kaygısı, umutsuzluk, anlaşılmazlık, bir maske ardına saklanma durumu Tiyatro metniyle Dazai’yi, tekrardan bir soytarı olarak karşımıza çıkartıyor çıkarıyor.
Koş, Melos
Dionysus zalim bir kraldır ve dürüst bir insan olan Melos’u haksız yere idam mahkûmü yapar. Melos’un ise kız kardeşinin düğünü vardır. Kız kardeşinin düğününe gitmek için kraldan izin alan Melos’un işi zalim kral yüzünden pekte kolay olmayacaktır. Kız kardeşinin düğününe gidip üç gün içerisinde dönemezse yakın arkadaşı Selinintius, onun yerine idam edilecektir.
“Bu akşam ben öldürüleceğim. Ölümüme koşuyorum. Yerime geçen dostumu kurtarmak için koşuyorum. Bu kralın zalimliklerine ve düzenbazlığına son vermek için koşuyorum.”
Mor Bir Serserinin Gezi Notları
Dazai bu eseriyle karşımıza kendi hayatını yazmaktan çekinmeyen bir karakter olarak tekrar karşımıza çıkıyor.
Dazai’nin Tokyo’dan başlayıp doğduğu yer olan Tsugaru Yarımadası’na kadar birçok şehre yaptığı geziyi, şehirlerin coğrafi özelliklerini de vererek bilgilendirici bir şekilde kaleme almıştır.
Yazar, bu eserle özüne dönüş yolcuğuna başlar. Özüne dönerken kendini de aramıştır. Alıntıları ve anekdotlarıyla melankolik biçimde kaleme alınan eser yazarın, doğduğu şehre kendisine dahi ne kadar yabancı olduğunu gözler önüne serer.
Buruk Ayrılık
Çin’den gelen bir öğrencinin ve Japon bir öğrencinin tıp okumak için geldikleri yerde dramı ve felsefi düşünceyi bir arada bulunduran hikayesi. Görünürde basit bir dostluk hikayesiymiş gözükse de içeriğinde Çin’in o dönemki durumu, Japonya ve Rusya arasındaki savaşı, siyaseti ve ekonomiyi de anlatıyor.
“Nihayetinde hepimiz medeni insanlarız. Düşüncelerle savaşalım.”
Otogizoshi
Dazai’nin geleneksel Japon hikayelerini modernleştirdiği bir eser. Eserin içindeki her hikaye birbirinden bağımsız ve çağdaş bil dille yeniden kaleme alınmıştır. Bu eserler savaş yüzünden mağdur olan bir babanın kızına hapsoldukları mağarada anlattıklarıdır.
Son yıllar
Kitap on dört ayrı bölümde oluşuyor. Her bölümde yazar, kafasından geçen kasvetli, durgun, depresif… düşüncelerini çekincesi olmaksızın okuyucuya sunmuş vaziyette.
Yazarın kitaba ‘Son Yıllar’ adını vermesinin sebebi yazacağı ilk ve son kitabı olduğunu düşünmesiydi. Sonrasında girişimde bulunduğu intiharı ise istediği gibi sonuçlanmadı.